Yazı
Yazar : Ali YALÇIN
80497 Görüntülenme
Öğretmenler Neden 'Ek Dersi' Değil de 'Ek İşi' Tercih Ediyorlar?
Ali YALÇIN

Dershanelerin kapanma süreciyle birlikte örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenci ve kursiyerlere yönelik açılan isteğe bağlı destekleme ve yetiştirme kurslarında görev alacak öğretmenler, kurs ücretlerinin oldukça düşük olması nedeniyle ilk başta kurslara rağbet göstermemiş, sorunu tespit eden Eğitim-Bir-Sen, teklif geliştirerek çözüm yolunu göstermişti.

 

Sorunun çözümü için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ‘Ders ve Konferans Ücretleri’ başlıklı 176. maddesinin, “Bu Kanunun 89 uncu maddesine göre kendilerine ders görevi verilenlere, ders saati başına gündüz öğretimi için 140, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, cumartesi ve pazar günleri ile saat 18.00'den sonra başlayan öğretim faaliyetleri için 150 gösterge rakamının bu Kanuna göre belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödenir. Bu ücretler, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere %25 fazlasıyla ödenir” kısmından sonrasına “örgün ve yaygın eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında görevli öğretmenlere %100 fazlasıyla ödenir” şeklinde ek yapılması yönündeki Eğitim-Bir-Sen'in teklifi, başta yetkililer olmak üzere tüm kamuoyuyla paylaşılmıştı.

 

Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, Öğretmenler Günü nedeniyle 81 ilden gelen öğretmenlere yaptığı hitapta, “hafta sonu kurslarındaki ek ders ücretlerini de iki misline çıkardık” diyerek talebimizin yerine getirildiğinin müjdesini verdi.

 

Yine Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı da, değişik zamanlarda yaptığı açıklamalarda, “Dershanelerin dönüşümü sürecinde takviye kursları açacağız dedik ve başladı. 100 binin üzerinde öğretmenimiz çok düşük bir ek ders ücreti olmasına rağmen, bazı yerlerde öğretmenlerin dolmuş parasına yetmeyecek ücrete, büyük bir fedakârlıkla bu işe sahip çıktılar” diyerek, “Biz de onların  masrafını bir ölçüde hafifletmek için iki katına çıkarmaya çalıştık. 10 lira olan şeyi 20 liraya çıkardık. Parasal karşılığını veremesek bile hizmet karşılığı olarak bir şekilde değerlendireceğiz onların bu özverisini” şeklinde açıklama yaparken, bunun Ocak ayı itibarıyla uygulamaya konulacağını beyan etti.

 

Talebimiz üzerine kurs ücretlerini iki katına çıkartmak için başlatılan çalışma güzel bir gelişme. Kurs ücretleri için geçerli olan nedenlerin hepsi aynı zamanda ek ders birim ücretleri için de geçerlidir.

 

18. Milli Eğitim Şûrası’nda ek ders birim ücretlerinin 12 TL’ye çıkarılması kararlaştırılmıştı. Aralık 2010’dan Aralık 2014’e tam dört yıl geçti. Dört yıl önce ek ders birim ücretlerinin düşüklüğü konusunda mutabık kalan şûra katılımcılarının tespit ve teklifinin üzerinden geçen süre içerisinde, teklifi geçersiz kılacak hiç bir gelişme olmadı. Bilakis ek ders birim ücretlerinin düşüklüğü konusunda kanaat giderek yaygınlaştı.

 

Destek kurslarında ek ders birim ücretinin iki katına çıkarılması, talebi artıracak ve emeğin karşılığının alınmasını sağlayacaktır. Destek kurslarının öğrenciye ve kurslarda görevli öğretmenlere farklı noktalarda katkısı olacaktır. Fakat başta sınıf öğretmenleri olmak üzere beden eğitim, müzik, görsel sanatlar öğretmenleri ile meslek dersleri öğretmenlerine bunun bir katkısı olmayacaktır. Onun için bizim talebimiz, ek ders birim ücretlerinin de iki katına çıkarılması; bununla birlikte, hafta sonu okulda mesai yapan yöneticinin gün boyu beklemesine karşılık iki saat ek ders verilmesi gibi tuhaflık ile yine hafta sonu okulda çalışmak zorunda kalan ama sonuçta kendileri için hiçbir ücret öngörülmeyen yardımcı hizmetlilerin mağduriyetinin önüne geçilmesidir.

 

Bazen girilebilecek ek ders olmasına rağmen ek işi tercih edenleri anlamayana ve ‘Öğretmenleri anlamıyoruz, neden ek derse rağbet göstermiyor’ diyenlere rastlıyor; ek iş yapan öğretmeni yadırgayanları görüyorum. Ek derse girmek yerine ‘ek iş’ yapmayı seçen öğretmeni anlamak için ek ders birim ücretine bakmak yeterlidir sanırım.

 

 

İş-Kur kapsamında meslek edindirme kurslarında görevli öğretmenlere Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği gereği MEB tarafından belirlenen ek ders birim ücretinin iki katını aşmamak üzere eğitici gideri ücreti ödemeyi öngörerek bu kurslarda mesai saatleri dışında yaptıkları dersler için saat başına net 19,46 TL’ye kadar ücret ödenebilmekte, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, Cumartesi-Pazar günleri ile hafta içi 18.00’dan sonra başlayan öğretim faaliyetleri için saat başına ödenen 9,73 TL ücret, başbakanın ifade ettiği doğrultuda MEB’in yaptığı çalışmaya göre 19,46 TL’ye çıkmış olacaktır. Gündüz öğretimi için saat başına ücret ise 9,08 TL olarak kalacaktır.

 

Ek ders birim ücretleriyle ilgili rakamsal farklılıkları ifade etmeye çalıştım. Bazı arkadaşlarımız mevcut durumu, matematikte oran-orantı problemleri için uyumsuzluk örneği, Türkçede ise mantık hatası olarak okutulabilecek nitelikte görmektedirler.

 

Sizce de haklı değiller mi…  

Yazarın Diğer Yazıları
#

Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak

2024-09-08 14:19:27
#

Siyonizmin sponsorları da bedelini ödeyecek

#

Zorluklar dayanışmayla aşılır, sorunlar örgütlenerek çözülür

#

Örgütlü gücümüzle tarih yazıyor, yetkimizle kazanım üretiyoruz

#

Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?

#

Salgın sürecinde bir fedakârlık örneği: Eğitim çalışanları

#

Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız

#

Pagan kültürden medet uman çağdaşlık

#

Kamu görevlisi devletin yükü değil, gücüdür

#

Yeni ufuklardan yeni umutlara

#

Paradigmalar sarmalında kadın ve emek

#

Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır

#

Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir

#

"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"

#

Seçimimiz daha ideal bir eğitim düzeni içindir

#

Şiddet eğitimi tehdit ve tahdit ediyor

#

Yanlışı göstermek doğruyu görenlerin hakkıdır

#

Bir istiklal ve istikbal meselesi olarak öğretmenlik mesleği

#

Bugün için umut gelecek için müjdeyiz

#

Sıralama ve yerleştirme baskısı altındaki ortaöğretime yerleştirme serüvenimiz

#

Niceliğimizin büyüklüğünü niteliğimizin gücüyle besliyoruz

#

Yabancı dil öğretimi için önce öğretmen

#

Cefayla açılan yolu vefayla yürüyoruz

#

Özel öğretimin hâli ve sorunlarının halli

#

Tarihin öznesi olmak için paradigmayı değiştirmeliyiz

#

Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır

#

Hikmet sırrına erebilen üstün zekâlı çocukları tanıma ve yetiştirme davamız

#

Büyük Türkiye hedefine inanmış 402 bin üyeyle yeni anayasa yolculuğu başlatıyoruz

#

Muhaciri olduğumuz dünyanın Ensarı olmak

#

"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın..."

#

Öncü medeniyet davasında imam hatip okullarının önemi ve sorumluluğu

#

Hep birlikte hareketleneceğiz, bereketlenerek büyümeye devam edeceğiz

#

Şimdi, herkesin kazandığı toplu sözleşmeyi anlatma vakti

#

Kültür elçisi olarak misafir öğrenciler

#

'İnsanlığın son adası'nda mesuliyetimiz

#

Denetimin unvan, imkân ve yetki sorunu

#

Hayatı Hakk'a uydurmak için bismillah...

#

Hayatı Durdurmak Kimlerin İşine Yarar?

#

KYK Artık Sorunların Altını Değil Üstünü Çizmeli

#

Dünü Kuşanıp Yarını Kuşatacaklar Buluştu

#

Yüreği, Kavgası, Sevdası ve Kalemi Güzel Adam

#

Ya Cumhurbaşkanı Öğretmen Olsaydı!

#

'Akademik Zam' Yeni Hükümetin Önceliği Olmalıdır

#

Aynı Sorun Aynı Hata Aynı Tartışma

#

FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?

#

İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur

#

İHH'ya Hasım Olanlar İsrail'e Hısım Olanlardır

#

Milli Eğitimin Çağı Dönüştürecek Projesi

#

YÖK, Teknik Öğretmenleri Duymalıdır

#

Şafak Pavey'in Merhameti Değil, Rosa Parks'ın Başarısı

#

Sendikacılığın Öğretmeni Erol Battal

#

Öğretmenler Zimmetle Karşı Karşıya!

#

Sayın Bakanım, Bürokratların Öğretmene Neden Zulmediyor?

#

MEB Hukuk Müşavirliği Başörtüye Serbestliği Hazmedemedi mi?

#

Onlar Çaresizliklerinden, Biz İse İnsanlığımızdan Utandık

#

Eğitim-İş’e Acil Şifalar Diliyorum

#

Kılık Kıyafet Özgürlüğü Eyleminde Dik Duranlar ve Dibe Vuranlar

#

MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı

#

Milli Eğitim 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay İse Kendini Gözden Geçirsin

#

Sıddık Ertaş’ın Rosa Parks Duruşunu Kutluyorum

#

Devletin Sadık Kulları ‘Çiçek Olun’…

#

Statükonun Mankurtlaşmış Kibirli Bekçilerine

#

Vali Öğretmenleri Anladı Darısı Hükümete

#

Çığlıklar Feryada Dönüştü Çözüm: İl Emri

#

Eğitim-Bir-Sen Neleri Yapmadı?

#

‘Kamusal Alan’ Koca Bir Yalan!

#

Bakan Felaket Tellallarını Ters Köşeye Yatırdı

#

Bakan’ın İçi Burkulmuş, Biz ise Çileden Çıktık

#

Öğretmenler Bu Kez Himmet Değil Buğday İstiyor

#

Herkesi Eğitim Müfettişi Olmaya Davet Ediyorum

#

Bazı Eğitim Müfettişleri İstiklal Mahkemelerine Rahmet Okutuyor!

#

Özel Harekât Okullara Kaydırılsın (!)

#

Yalan Namertlerin Cesaretidir

#

Fişleyen Rektörü ve Dışlanan Doçenti Anlayabilmek…

#

Kurban Olarak Daha Kaç Okul Müdürü Lazım?

#

Şeflere “Ötanazi” Uygulanıyor

#

BT Öğretmenlerinin Sorunları Çözülebilir mi?

#

Sözleşmeli Yolluğunda Yanlışlar Zinciri!

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen